Frida yalnızca bir bütün değildir — aynı zamanda bir parçalanmadır.
Ve bazı parçalanmalar, yalnızca tuvalin ve mekânın derinliklerinde yeniden bir araya gelir.
Frida Kahlo'nun sanatı, yüzeyin çok altına inen bir sorudur:
“Kimim ben? Bedenim neye tanıklık eder? Acı ne anlatır?”
Bu soruların kesin bir cevabı yoktur. Ama onların bıraktığı izler vardır.
“Kökler ve İzler”, işte o izlerin peşinden gitmeye çağıran bir deneyimdir.

Bu sergi size bir bakış sunmaz;
bir bakışın içine sizi yerleştirir.
Burada resimler yalnızca gösterilmez —
parçalarıyla birlikte, derinlikleriyle sergilenir.
Kahlo’nun imgeleri estetikten ibaret değildir;
varoluşsal toprağına kökleriyle bağlanır.
Ve bu zengin köklerin estetiğe dönüştüğü,
kimliğin parçalanarak yeniden anlam kazandığı bir eşiğe davet eder.

Sergi, Frida’nın yaşamındaki belli yeraltı evrenlerinde dolaşır; ama onların adları yoktur.
Çünkü bir fridanın kökleri, tanımlarla sınırlanamaz.
Ziyaretçi bu evrenin içinde ilerledikçe, Frida'nın değil,
kendi benliğinin kıyısına yaklaşır.
Bu bir dijital sergi ya da sanat gösterisi değildir.
Bu, varoluşa açılan bir alandır.
Frida’nın iç dünyasında yürümek, onu “anlamak” için değil —
onunla birlikte sormaya devam etmek içindir.


Seanslar:

Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma
14.00
15.00
16.00
17.00
18.00
19.00

Cumartesi, Pazar
12.00
13.00
14.00
15.00
16.00
17.00
18.00
19.00

Seanslar 45 dk sürmektedir.