Romin Mohtasham

Gitmek ve kalmak arasında / Between leaving and staying

27 Eylül September-23 Ekim October  2016

Uzun yıllar arasından yola düşerken , dünya böyle değildi

Biz ne bir mum götürdük gecelerin karanlığı için,

Ne bir bulut parcası gündüzler için .

Bilmediğimiz bir şey için yola koyulduk , ve dünyayı çevirdik adımlarımızla istemediğimiz bir yöne , ta ki griler dünyasına varana dek .

Ayak izleri , çarklar ve gölgelerden ibaret bir dünya , ve insanlardan ve eşyalardan ibaret bir heykel yaratmıştık , içine kapanmış fısıltılarla dolu

Gri bir dünya ki artık ismimizi mırıldanıyordu,

Artık asit yağmuru ve güneşin alevleri vucudumuzu yakmıyordu , sadece yalnızlık ve yabancılık vardı , ki iliğimize kadar işliyordu .

Kendimle ne yapacağımı bilmiyordum , kıpırdama gücü olmayan kireçten bir heykel , ve sadece senin ismini sayıklayan sesimi duyuyordum, uyuyormuyum uyanıkmıyım , bilmiyorum ...

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------

 

As we set out on our journey long years ago, the world was not such a place.

We neither took a candle for the darkness of our nights nor a piece of cloud for our days.

We set out in search of the unknown and turned the world in a direction we never wished for, till we ended up in a gray world.

A world, filled with traces of wheels and worn tires left behind, a world filled with shadows and figures we made out of humans and objects.

A gray world filled with silent whispers crooning our names.

No more did the acid rains and sun rays burn our flesh. What was left, was loneliness and alienation eating away at our souls.

I did not konw what to do with myself anymore.

A petrified figure with no strength to carry on..

The only voice I heard, was my own voice, calling you.

Was this real or just a dream? I did not know.

 

 

 

hakkımızda

üyelik

hizmetler

iletişim

ziyaret

CerBlog

TR I

EN

Ziyaret

İletişim

Yönetim

DAHA FAZLASI