Şahin Demir’in resmi izlenim üzerine kurulan metaforlardan oluşur. Rastlantısal olanı kendi sahnesine çeken doğa, her seferinde şiirsel, düşsel bir kast ve zamansız bir hikâyeye dönüştürür. Sanatçı, dokudan geleni özgürleştiren, anlamı biçime dönüştüren serüvenini anlatırken kendi sürecini de bu anlatıma dahil eder.

“Gördüm şimşekle çatlayıp yarılan gökleri,

Girdapları, hortumu; benden sorun akşamı,

Bir güvercin sürüsü gibi savrulan fecri.

İnsana sır olanı, gördüğüm demler oldu.”

Arthur Rimbaud, Esrik Gemi

//

Şahin Demir’s penture consists of the metaphors based on impressions. Nature, which draws the coincidental to its own scene, transforms each time into a poetic, imaginary caste and timeless story. While the artist expresses the adventure that liberates the body from the texture and transforms the meaning into the form; this narrative also includes its own process.

“I know the skies bursting with lightning, and the waterspouts

And the surf and the currents; I know the evening,

And dawn as exalted as a flock of doves

And at times I have seen what man thought he saw!”

Artur Rimbaud, Drunken Boat